Bir zamanlar dünya yaşanabilir bir yerdi. Doğa ve insanlar uyum içinde yaşıyorlardı. Ve herkes çok mutluydu. Fakat bu çok uzun sürmedi. Bu durumun değişmesini isteyen kötü ve güçlü bir cadı vardı. Bu mutlu ve huzurlu dünyayı, kötü ve mutsuz bir dünyaya dönüştürmek istiyordu. Bir plan yaptı. Planını gerçekleştirmek için kendine kötü bir fare ordusu yarattı. Dünyayı hiç olmadığı kadar karanlık günler bekliyordu. Kimse ne olduğunu anlayamamıştı. İnsanlar doğaya ihanet etmeye başlamışlardı. Yerlere çöp atıyor, ağaçları kesiyor, denizleri kirletiyorlardı. bilmiyordu. Yavaş yavaş ormanlar yandı, yeşillikler azaldı, denizler ve hava kirlendi.İnsanlar birbirleriyle savaşıyorlardı. Artık dünya kaba ve mutsuz bir yerdi. İnsanlar birbirlerine kötü davranıyor, dünyaya iyi bakmıyorlardı. Dünyanın bir çok yerinde farklı felaketler meydana geldi. Artık insanlar bir terslik olduğunu anlıyorlardı. Bu işin arkasında cadının olduğunu anlamaları fazla uzun sürse de sonunda bunu durdurma şansları vardı. Fakat kim yapacaktı? Dönemin sultanları cadıyla her zaman savaştı. Bu durum yüzyıllar sürdü. Tahta geçen her sultan kendini cadıyı yenmeye adamıştı. Ve bu uğurda kendini feda edenler de olmuştu. Cadı çok güçlüydü. Sonunda Melek Sultanın bir planı vardı. Cadıyı yenmek için her şeyi yapacaktı. Öyle de oldu. Melek Sultan cadıyı yenebilmek için tüm gücünü kullansa da cadı çok uzun yıllar yaşamıştı ve çok güçlüydü. Bu yüzden cadıyı sadece derin bir uykuya yatırabildi. Artık her şey bitmişti. Cadı ve ordusu çok derin bir uykuya dalmıştı. Dünya yavaş yavaş normale dönüyordu. Melek Sultan cadının bir gün uyanabileceğinin farkındaydı. Bu yüzden son gücünü kullanarak sihirli bir sandık hazırladı. Cadı uyandığında bu sandık kalbi cesaret ve iyilik dolu olanı bulacak ve cadıyı durdurması için ondan yardım isteyecekti. Melek Sultanın fazla zamanı kalmamıştı. Tüm gücünü cadıyı durdurmak ve sihirli sandığı hazırlamak için kullanmıştı. Aradan yıllar geçti. Dünyanın huzuru son bulmak üzereydi. Çünkü cadı derin uykusundan uyanmıştı ve kötü planlarını gerçekleştirmek için her şeyi yapacaktı. O gün Van'ın küçük bir köyünde, ormanın derinliklerinde bir ışık patlaması gerçekleşti. Pirikız adında maceracı küçük bir kız bunu gördü. Ertesi gün kedisiyle birlikte o ışığın kaynağını bulmak için keşfe çıktı. Uzaylılarla karşılaşacağını düşünen minik kız, büyük bir sorumluluk almak üzereydi. Melek Sultanın sihri onu seçmişti. Ve dünyanın kaderi Pirikızın ellerindeydi...